Dünyaya mutsuz olmak için gelmeyen tüm gri tâlihli çocuklara…
Eğer bir yerlerde annesiz ve babasız kalmış iki kardeş varsa bilin ki dünyadaki tüm kötülükler onların başına gelmek için sıraya girmiştir ve o iki kardeş ne kadar küçük olurlarsa olsunlar kocaman birer kadın veya adam olmaya çoktan başlamışlardır bile. Bir çocuk annesiz, babasız ve aç bir şekilde büyüdüğü yerden Bataklık Köyü’ne doğru yola çıkmışsa memleketinden ziyâde çocukluğundan fersah fersah uzaktır artık.
Çünkü böyle bir çocuğun ağaç kabuklarından kayıklar yapmasını engelleyebilirsiniz. Ağaç kabuğundan yaptığı o kayığa yalıçapkınının mavi bir tüyünü yelken olarak takmasını da engelleyebilirsiniz. Ağaç dallarından tıslayan düdükler oymasını ve yine o ağacın tahtalarından tepelerin yamaçlarına kulübeler inşâ etmesini engelleyebilirsiniz. O kulübeler arasında saklambaç oynamasını da engelleyebilirsiniz. O çocuğun gökkuşağından mâmur kadife yumuşaklığındaki yüreğini bir ahır faresinin grisine çevirebilirsiniz.
Annesiz, babasız ve aç kalmış bir çocuğun kantaron rengi minik yaban çiçekleri toplamasını engelleyebilirsiniz. O yaban çiçeklerinden, istese tüm dünyayı sığdırabileceği kucaklarına demet ya da ipek saçlarına taç yapmasını da engelleyebilirsiniz. Yemek masasının altına, sofra bezinin içine oturup kardeşine masallar anlatmasını engelleyebilirsiniz. Çayırlarda geniş yapraklardan yeşil çadırlar kurmasını engelleyebilirsiniz. Ateş böceklerini kavanoza doldurmasını da engelleyebilirsiniz. Bir patikadan aşağıya zikzaklar çizerek yuvarlanması engelleyebilirsiniz. Karanlık bir yarıktaki tilki yuvasını incelemesini engelleyebilirsiniz. Bataklıkta nilüfer yüzdürmesini engelleyebilirsiniz. Bembeyaz çiçeklerle yüklü bir kiraz dalını görmesini engelleyebilirsiniz. Güneşin ışıklarıyla parlayan su çarkları yapmasını engelleyebilirsiniz.
Yani, siz böyle bir çocuğun kalbinde çırpınıp duran yaşama sevinci isimli kuşu demirden asma kilitli ve paslı bir kafese kapatıp cennet gibi şakımasını söndürebilirsiniz.
Ancak masal bu ya her şey gerçek hayattaki gibi olmak zorunda değildir. Bizim iki kardeşe, üstlerindeki yoksulluk grisi elbiselere, yüzlerindeki yoksulluk grisi benze ve hayatlarındaki yoksulluk grisi talihe rağmen bayrak kırmızısı bir kuş yol gösterir ve onları mutluluğun aralandığı bir kapıya götürüverir. O kırmızı kuş, umudun temsilidir. Bir gün mutlu olabileceklerinin, soğuk patates haşlamasını kemirmek yerine tereyağlı çörekler yiyebileceklerinin, rengârenk bir okula gidebileceklerinin de...
Güney Çadırı düşündürücü metaforların ve şahane bir kurgunun etrafında dönen her açıdan takdire şayan bir kitap. 4+ ve ilk okuma kitapları kategorisinde değerlendirilebilecek bir eser. Çocuk okurlarının kötülük, iyilik ve yoksulluk gibi kavramları yorumlayabilmelerine vesîle olacak ve masallarda geçen bencil devlerin, acımasız cadıların içimizde de yaşayabileceğini gösterecek yetkin bir çalışma. Şamatalı Köy ve Pippi Uzunçorap serilerinin yazarından da daha aşağısı beklenemezdi zaten. Zira kitapları 91 dile çevrilmiş ve 145 milyondan fazla satılmış bir kalem erbabıdır kendisi. Okumadan ya da okutmadan yaşlanmak afili bir vicdân azabına sebep olacağından Güney Çayırı ısrarlı bir önerimizdir.
Güney Çayırı
Astrid Lindgren
Pegasus Yayınları
48 sayfa
1.baskı /2018
Dipçe: Fotoğraf Elif Köroğlu'na aittir ve bu yazı OKUR dergisinde yayınlanmıştır.
Comentários